SAĞLIK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SAĞLIK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Nisan 2020 Çarşamba

Bağışıklık sistemi insan vücudunu hastalıklara karşı koruyan güçlü bir savunma sistemidir. Özellikle mevsim geçişlerinde görülen grip, soğuk algınlığı, yüksek ateş, boğaz ve baş ağrısı gibi birçok hastalıkla savaşabilmenin yolu da ancak güçlü bir savunma sistemine sahip olmakla mümkün olabilir. İyi haber şu ki doğa bize bağışıklık sistemi üzerinde etkili olabilen zengin seçenekler sunmaktadır. Yani güçlü bir bağışıklık sistemi beslenme ile yakından ilişkilidir. Peki, güçlü bağışıklık sistemi için beslenmemizde nelere dikkat etmeliyiz? Bu sorunun yanıtını Beslenme ve Diyet Uzmanlarından aldık.

Suyu asla ihmal etmeyin

Sıcaklığın azalmasıyla doğru orantılı olarak su tüketimi de azalır. Ancak vücudumuzun su ihtiyacı her mevsimde devam eder. Bu nedenle özellikle gripten korunmak için günde 2-2,5 litre su tüketin.

Günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketin

Sebze ve meyveler sahip oldukları antioksidanlar (A, C, E vitaminleri, folik asit gibi vitaminler, selenyum gibi mineraller, oligosakkaritler ve bazı fenolik bileşikler) sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirirler ve hastalıklara karşı vücut direncini artırırlar. Özellikle maydanoz, kuşburnu, yeşil biber, greyfurt, portakal, kivi, çilek, enginar içlerinde yüksek miktarda C vitamini, zeytin yağı, ceviz, badem, fındık ve türevleri E vitamini ve havuç, ıspanak, domates, brokoli, pırasa, bal kabağı gibi sebzeler ise bir A vitamini türevi olan “beta karoten” içerir. Bu nedenle bu sebze ve meyveleri mutfağınızdan eksik etmeyin.

Yulaf tüketin

Yulaf, bağışıklık sistemini uyarıcı özelliğinin yanı sıra birçok bilimsel çalışmada kanser, mikrobiyal enfeksiyonlar, diyabet ve yüksek kolesterol tedavisinde de etkili olabileceği ortaya konulan “beta glukan” içerir. Bu nedenle özellikle sık sık soğuk algınlığı ve gribe yakalananlar, yoğun ve stresli bir çalışma temposu olanlar mutlaka beslenmelerinde yulafa yer vermelidir.

Sarımsaktan vazgeçmeyin

Sarımsak sadece yemeklerimizin vazgeçilmez bir lezzeti olarak değil; insan sağlığı için de yüzyıllardır önemli bir deva olarak kullanılır. Sarımsak içerdiği “allicin” sayesinde güçlü bir antioksidan etkiye sahiptir. Bu sayede bağışıklık sistemini destekler ve birçok hastalığın oluşumunu önler.

Yoğurt ve kefir tüketin

Son yıllarda yapılan birçok araştırma probiyotik etki gösteren besinlerin özellikle bağırsak florasını geliştirerek bağışıklık sistemini güçlendirdiğini göstermektedir. Ayrıca probiyotik besinlerin iltihabi (enflamatuvar) hastalıkların oluşumunu önlediği ve antioksidan etki gösterdiği de yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur. Bu nedenle kefir ve yoğurdu sofralarımızdan eksik etmeyelim.

Günde 2-3 fincan yeşil çay tüketin

Yeşil çay içerdiği “kateşin” sayesinde antioksidan etki göstererek bağışıklık sistemini güçlendirir. Ayrıca kalbi güçlendirir ve kan şekerini dengeler. Ancak yeşil çayın diüretik (idrar söktürücü) etkisi olduğu için tansiyon ve böbrek hastaları, yeşil çayı doktor ve diyetisyenlerine danışarak tüketmelidirler.

Zencefil tüketin

Taze zencefil B6 vitamini, C vitamini, kalsiyum, demir, magnezyum, potasyum, manganez ve lif açısından oldukça zengindir. Özellikle soğuk algınlığı, grip, nezle gibi hastalıklara karşı koruyucu etki gösterir.

Haftada 2 kez balık tüketin

Özellikle soğuk deniz balıkları yüksek miktarda antioksidan etki gösteren Omega 3 içerir. Yapılan birçok çalışma Omega 3 yağ asitlerinin bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve özellikle kolon ve prostat kanserlerinin önlenmesinde yararlı olabileceğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle haftada 2 kez mutlaka balık tüketilmelidir.

Şeker tüketimini azaltın

Son yıllarda yapılan çalışmalar fazla şeker tüketiminin bağırsak florasını bozarak bağışıklık sistemini baskıladığını göstermektedir. Bu nedenle beslenmenizde mümkün olduğu kadar şeker ve şekerli besinleri azaltın.

13 Temmuz 2018 Cuma

Wi-Fi: Yavaşça Öldüren Sessiz Bir Katil

Kolaylık nedeniyle neredeyse herkes evde Wi-Fi bulunduruyor. Bununla birlikte, bazı güvenlik endişeleri vardı ve sonunda Wi-Fi’nin özellikle çocuklarda genel sağlık için zararlı olabileceği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, Wi-Fi beyin sağlığından uyku kalitesine kadar çeşitli şeyler üzerinde olumsuz etkiye sahiptir.
Wi-Fi’nin Potansiyel Tehlikeleri
 
Çocukluk Gelişimine Zarar Vermektedir
Wi-Fi’den gelen termal olmayan radyo frekansı, normal hücresel gelişimi, özellikle de fetüs gelişimini bozabilir. Bu radyasyon çocuklarda ve gençlerde olduğu gibi büyüyen dokuları etkiler. Dolayısıyla, açıklanan etkilere göre ortalamadan daha fazla hassastırlar ve gelişim sorunları daha büyük risk altındadırlar.
Uykusuzluğun Gelişmesine Katkılar
Wi-Fi, uyku üzerinde de büyük etkiye sahiptir. Uykuya dalamayacağınızı düşünüyorsanız, düzensiz uyku düzenine sahipseniz, bunun nedeni cep telefonlarından ve Wi-Fi’den gelen düşük frekans modülasyonuna bağlı olabilir. Elektromanyetik radyasyona maruz kalan insanlar uykuya dalmak için çok daha fazla zorlanabilirler. Ve hepimiz biliyoruz ki uyku yoksunluğu sağlığa zararlı olabilir.
Ajitasyon Beyin Fonksiyonu
Wi-Fi yoğunluğu beyin fonksiyonunu etkiler. Böylece, beyin aktivitesi azaltılır ve sonuç olarak konsantre olmakta zorluk çekebilir veya hafıza kaybına uğrayabilirsiniz.
Spermi nötralize eder
Wi-Fi, erkeğin erkekliğini tehdit eden başka bir sebep. Bu nedenle, Wi-Fi frekanslarına maruz kalma sperm hareketini azaltır ve DNA parçalanmasına neden olur. Üstelik doğurganlığı etkileyebilir veya anormal gebelik riskini artırabilir.
Kanser Riskini Artırıyor
Elektromanyetik radyasyona maruz kalma tümör gelişim riskini arttırır.
Wi-Fi Radyasyon – Kendinizi Nasıl Koruyabilirsiniz?
Neyse ki, tehlikelerden kendinizi koruyabilecek yollar var;
  • Mutfakta veya yatak odasında kablosuz yönlendirici kullanmaktan kaçının.
  • Telefonu cebinizde tutmayın.
  • Elektromanyetik radyasyonu azaltmak için evde kablolu telefon kullanın.
  • Hamile iseniz, telefonu karnın yakınında tutmayın.
  • Telefonunuzu odanızın diğer ucunda veya aracın koltuğunda tuttuğunuzdan emin olun.
  • Konuşmaktan daha fazla mesaj kullanın.
  • Kablosuz bebek monitörlerini, hepsi mikrodalga frekansı üzerinde çalıştıklarından kullanmayın.
  • Uyku moduna geçmeden önce tüm Wi-Fi cihazlarının bağlantısını kesin.
Bu bilgileri ailenizle ve arkadaşlarınızla paylaşın ki, onlar da kendilerini bu tehlikelerden koruyabilsinler.
Wi-Fi Yavaşça Öldüren Sessiz Bir Katil
Çeviri: Deniz Ay
Kaynak 1: Thehealthawareness
Kaynak 2: https://www.kolaycayap.com/wi-fi-yavasca-olduren-sessiz-bir-katil/

11 Haziran 2018 Pazartesi

Grip Aşısı Ne Zaman Uygulanmalıdır?


Grip aşısı ülkemizin de dahil olduğu kuzey yarı kürede eylül ve ekim aylarında uygulanmalıdır.
Çünkü kuzey yarıkürede grip salgınları aralık ve mart ayları arasında olur.

Salgından en az üç ay öncesi bağışık olmak gerekir ki bu da eylül ya da ekim aylarında uygulanacak olan aşıyla sağlanır.

Güney yarı kürede ise grip salgınları mayıs- ağustos ayları arasında olduğu için burada yaşayanlar ya da bu bölgeye seyahat planlamış olanlar, ocak ya da şubat aylarında aşı olmalıdırlar.

Aşı Tam Olarak Korur Mu?


Hayır, grip aşısı tam olarak korumaz. Sağlıklı erişkinlerde yüzde yetmiş, yaşlı kişilerde ise yüzde altmış oranında koruyucudur.

Aşının korumaya başlama süresi kişiye göre 7 ile 14 gün arasında değişir.

Grip aşısı, bir yıl önce salgın yapan virüslere karşı hazırlandığı için, yeni yılda antijenik karakterleri değişmiş virüsler söz konusu ise bunlara karşı hiçbir koruma sağlamaz.

Nasıl Uygulanır?


Aşı, erişkinlerde omuz kasına ya da deri altına uygulanır. Asla damar içine uygulanmaz. İki yaşın altındaki çocuklarda iç bacak kaslarına uygulanır.

Grip Aşısının Yan Etkileri Var Mıdır?


Evet, lokal ve genel yan etkileri vardır.
Aşı yerinde ağrı, sertlik, şişlik, morarma ve kızarma lokal olan yan etkilerdir.
Bunlar çok ciddiye alınacak sorunlar değildirler. Bu tür komplikasyonlara kolonyalı pamuk ile kompres uygulamak yeterlidir.

Aşıyı takip eden ilk günler içinde ateş, yaygın ağrılar, yorgunluk, terleme, genel ya da sistemik yan etkilerdir. Birkaç gün içerisinde kendiliğinden düzelir. Gerekirse paracetamol kullanılır. Bazı duyarlı kişilerde ise şiddetli gribe benzer tablo oluşabilir, bu deneyimi yaşamış olanlara bir daha aşı yapılmaz.

Grip aşısı alerjiye de yol açabilir. Yumurta ya da adjuvan alerjisine bağlı olarak döküntü, ateş, nefes darlığı olabilir. Bu durumları yaşamış olanlara da bir daha aşı yapılmamalıdır.
Aşı, ender de olsa bazı nörolojik hastalıkları provoke edebilir. MS hastalığı grip aşısı ile aktivite olabilir.


Herkes Grip Aşısı Olmalı Mıdır?


Hayır, herkes grip aşısı olmak zorunda değildir.
Ancak 65 yaş üzerinde olanlar, kronik hastalığı olanlar, bağışıklık sistemi zayıf kişiler, huzurevinde kalanlar grip aşısı olmalıdırlar.

Grip Aşısı Ilaçlarla Etkileşir Mi?


Hayır etkileşmez, ancak kanamaya eğilimli olanlar ya da kan sulandırıcı ilaç kullananlarda kas içine değil deri altına enjeksiyon tercih edilir.

Grip Aşısı Laboratuar Sonuçlarını Etkiler Mi?


Evet, grip aşısından sonra hepatit ve HIV testleri yanıltıcı sonuçlar verebilir.
Böyle durumlarda bu testler, farklı yöntemlerle tekrar edilmelidirler.

Kimlere Grip Aşısı Uygulanmaz?


*Yumurta alerjisi olanlar
*Aşıya karşı alerjisi olanlar
*Ateşli hastalık geçirmekte olanlar
*4 ayın altındaki hamileler
*6 ayın altındaki bebekler
*Önceki aşılarından sonra grip tablosu yaşayanlar

Kimler Grip Aşısı Olmalıdırlar?


*65 yaş üzerinde herkes
*Kronik hastalığı olanlar
*Bağışıklık sistemi zayıflamış olanlar
*Bakımevlerinde kalanlar.
https://www.topragizbiz.com/konular/grip-asisi-ve-bilmemiz-gerekenler.8317/

5 Kasım 2017 Pazar

* Koma nedeni, bulunduğu
ortamla ilgili ise
(gazla zehirlenmişse)
hasta/yaralıyı derhal
bulunduğu yerden alarak
temiz hava bulunan
emniyetli bir yere
taşıyınız ya da kapıları
-pencereleri açarak ortamı
havalandırınız.
*Solunumunun rahatlatılması
için, ağız içinin
kontrolünü yapı-
nız, bir madde varsa temizleyiniz. Solunum yolunu açınız ve
açık tutmaya devam ediniz.
Yaşamsal bulgularını sık aralıklarla gözleyiniz. Yaşamsal
bulguların alınmaması halinde yapay solunum ve kalp basısı
uygulayınız.
Solunumunun hırıltılı - gürültülü olması, ağzından balgam
gelmesi halinde güvenli yan yatış (koma) pozisyonuna getiriniz.
Kafa yaralanmalarında hasta/yaralıyı sırt üstü ve düz olarak
yatırınız.
Hasta/yaralıyı battaniye gibi bir örtü ile sarınız. Sıcak uygulama
yapmayınız.
Sıvı ya da katı yiyecek-içecek vermeyiniz.
Hasta/yaralıyı yalnız bırakmayınız.
En kısa zamanda güvenli yan yatış (koma) pozisyonunda sarsmadan
tıbbî tedavinin yapılabileceği bir hastaneye ulaştırınız.
YANIKLARDA İLK YARDIM
Kişi yanmaya devam ediyorsa, baş kısmından başlayarak battaniye,
çarşaf, elbise gibi (mümkünse ıslatarak) sıkıca örtünüz
ve yangını söndürünüz.
Yanmış ve vücuda yapışmış kısımları kavlatmadan, etrafından
makasla kesmek suretiyle yanmış giysileri çıkarınız.
Kolundaki, bileğindeki ve parmağındaki takıları (bilezik, saat,
yüzük gibi) çıkarınız.


Yanık yüzeyi büyük değilse, yanmış
olan bölgeyi en az 20 dakika süreyle
soğuk su altına tutarak derhal soğutulmasını
sağlayınız. Yanık genişse
ya da deri bütünlüğü bozulmuşsa
soğuk su uygulaması yapmayınız.
Etkilenen bölgeyi steril gazlı bez, yoksa temiz bir bezle örtünüz.
* Su toplanmış yerlere kesinlikle zarar vermeyiniz, patlatmayınız.
Eğer patlamışsa steril pansumanla, yoksa temiz bir bezle
örtünüz.
* Yanık üzerine ilâç dahil, yoğurt, salça, diş macunu gibi herhangi
bir maddeyi hiçbir şekilde sürmeyiniz.
* Yanık olan bölgeyi steril gazlı bez, yoksa çok temiz bir bezle
(çarşaf, yastık kılıfı ...gibi) örtünüz.
* Alev, buhar ve sıcak su gibi yüksek ısı ile meydana gelen göz
yanıklarında, yanık bölgeyi steril gazlı bezlerle yoksa temiz
bezlerle kapatarak hastaneye ulaştırınız.
* Yanık büyükse ve yanıklının sağlık kuruluşuna ulaştırılması
vakit alacaksa, sıvı kaybı olacağından, bilinci yerindeyse ve
kusması yoksa hasta/yaralıya bol miktarda sıvı gıda veriniz ya
da tuzlu ve karbonatlı su (l litre suya + 1 çay kaşığı karbonat +
1 çay kaşığı tuz karıştırılarak hazırlanan) içiriniz.
KIRIK, ÇIKIK VE BURKULMALARDA İLK YARDIM
* Hasta/yaralıyı kesinlikle hareket ettirmeyiniz ve yerinden
kıpırdatmayınız.
* Kırığı, çıkığı yerine getirmeye çalışmayınız.
* Açık kırıklarda tespit uygulamasını yapmadan önce kanaması
varsa durdurunuz. Yara var ise temiz bir bez ile kapatınız.
* Hasta/yaralıyı taşımadan önce kırık, çıkık bölgesini bulunduğu
konumda, yakınındaki eklemleri de içine alacak şekilde
her iki taraftan sert atellerle (tahta, sopa gibi) tespit ediniz ve
hareketsiz hale getiriniz.
* Tespit edilen bölgeyi kalp seviyesinden yukarı kaldırarak
dinlenmeye alınız.
* Kırık yerin üzerine havluya veya beze sarılı buz uygulaması
yapınız.


* Şoka karşı gereken önlemleri alınız.
* Kırık olan bölgede kopmuş kemik parçaları varsa, temizlemeye
çalışmayınız.
* Kırığı olan hasta/yaralıya ağızdan yiyecek-içecek vermeyiniz.
ZEHİRLENMELERDE İLK YARDIM
Sindirim (Ağız) Yolu İle Zehirlenmelerde Genel İlk Yardım
* Hasta/yaralıya bilinç kontrolü yapınız. Bilinci yerinde ise
kendisinden bilgiler alarak, değilse ortamda araştırma yaparak
zehirlenmenin kaynağını tespit ediniz.
* Bilinci yerinde değilse hasta/yaralının yaşamsal bulgularını
değerlendiriniz ve gerekli müdahaleleri yapınız.
* Zehir Danışma Merkezini (114), Acil Servisi (112) arayarak
yardım isteyiniz.
* Bilinci yerinde olan, kısa bir süre önce ilaçla zehirlenenler ile
diğer maddelerle zehirlenmiş olup, durumunu bildirerek yardım
istediğiniz kişiyi, sağlık kurumundaki yetkililerin istemeleri
halinde kusturunuz. Aksi halde kusturmayınız. Ağızdan
yiyecek-içecek vermeyiniz.
* Bilinci kapalı hasta/yaralıyı güvenli yan yatış pozisyonuna
getiriniz. Üstünü örterek sıcak tutunuz. Bir sağlık kuruluşuna
vakit geçirmeden ulaştırınız.
Solunum Yolu İle Olan Zehirlenmelerde İlk Yardım


* Hasta/yaralıyı temiz havaya çıkarı-
nız ya da kapı ve pencereleri açarak
ortamı havalandırınız.
* Hasta /yaralıyı vakit geçirmeden
sağlık kuruluşuna ulaştırınız.
Deri Yolu İle Zehirlenmelerde İlk Yardım


* Giysilere zehirli madde bulaşmışsa çıkarınız.
* Hasta/yaralıyı zehirli maddelerin bulunduğu
bölgeden uzaklaştırınız.
* Her türlü zehirlenmede 15-20 dakika boyunca
deriyi bol suyla yıkayınız.
LÜTFEN
OKUDUKTAN
SONRA SAKLAYINIZ
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
Destek Hizmetleri Başkanlığı
İLK YARDIM


İLK YARDIM
Herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren durumda,
sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hasta/yaralının
hayatının kurtarılması, durumunun kötüye gitmesinin
önlenebilmesi ya da iyileştirmesini kolaylaştırmak amacıyla,
olay yerinde eldeki mevcut malzemelerle, ilâç kullanılmadan
yapılan uygulamalara “ İlk Yardım” denir.
İnsan yaşamı boyunca İlk Yardımı gerektiren durumlarla her
an ve her ortamda karşılaşabilir. Zamanında yapılacak basit
ve etkili bir İlk Yardımla hasta/yaralının hayatı kurtarılabilir.
Bu nedenle İlk Yardım konuları öğrenilmeli, becerileri kazanılmalıdır.
İlk Yardımı Gerektiren Bir Durumla Karşılaşılması Halinde
1- Olay yeri değerlendirilmeli, gerekli tedbirler alınarak gü-
venli bir ortam oluşturulmalıdır. (KORUMA)
2- En yakın sağlık, güvenlik birimlerine ve 112’ye olayla ilgili
tam ve açık bilgi verilerek yardım istenilmelidir. (BİLDİRME)
3- Olay yerinde hayatı tehlikeye düşürecek olağanüstü bir durumun
olması halinde, hasta/yaralı bulunduğu yerden zarar
verilmeden çıkarılmalı, emniyetli bir yere alınmalıdır.
(KURTARMA)
4- Hasta/yaralıların yaşamsal bulguları (bilinç düzeyi, solunum,
dolaşım, vücut ısısı...) değerlendirilmeli, görüşme
yapılarak ve muayene edilerek tanı konulmalıdır. (TANI/
TEŞHİS)
5- Hasta/yaralılara en uygun olan müdahale, olay yerinde vakit
geçirilmeden, hızlı ancak sakin bir şekilde, zarar vermeden
yapılmalıdır. (TEDAVİ)
6- Birden çok hasta/yaralının olması halinde öncelikli olanlar
belirlenmelidir. (AYIRMA/TRİYAJ)
7- Hasta/yaralının tanısı konulup, tedavisi yapıldıktan sonra
bulunduğu yerden alınarak, bir sağlık kurumuna taşınması
sağlanmalıdır. (TAŞIMA)
SOLUNUM VE KALP DURMASINDA İLK YARDIM
Solunumu veya kalbi durmuş hasta ile karşılaşıldığında önce
112 Acil Servisi aranmalı ve anında hastayı bulan kişi tarafından
aşağıdaki ilk yardıma başlanmalıdır.
Solunum ve dolaşımın yeniden canlandırılması işlemine solunumun
durmasından sonra hemen başlanmalıdır.
Hasta/yaralıyı sert ve düz bir yere sırt üstü yatırınız. Sesli ve
fiziki uyarılarla bilinç durumunu değerlendiriniz.

Ağız içi kontrolü yapınız ve yabancı maddeler varsa (protez
diş gibi) temizleyiniz, görünmeyen veya çok ileri gitmiş yabancı
cisimlere elinizle müdahale etmeyiniz.
Çenesi yukarı gelecek şekilde başını geriye çekerek solunum
yolunu açınız.
Hasta/yaralının bilinci kapalı ve solunum yapmıyorsa
112 Acil Servisinden yardım isteyiniz.
Hastanın yanıt verip vermediğini değerlendiriniz.(Hastaya
uyarı veriniz konuşunuz)
Yanıt vermeyen, solunumu olmayan veya iç çeker (hırıltı şeklinde)
tarzda solunumu olan her hastaya 30 göğüs basısı, 2
solunum olacak şekilde temelyaşam desteğine başlayınız. Alnına
koyduğunuz elinizin baş ve işaret parmakları ile burnun
yumuşak kısmını sıkıştırarak kapatınız ve bu şekilde soluk
veriniz.

Kalp masaj bölgesi göğüs
kemiğinin ortasıdır. Bu
noktaya el ayanızı koyunuz.
Diğer elinizin topu-
ğunu bu elin üzerine yerleştiriniz.
Her iki elinizin parmaklarını
birbirine geçiriniz.
Parmakları ve avuç içini
göğse değdirmeyiniz.
Elinizin topuğu, dirsek ve omzunuz, hasta/yaralının vücuduna
dik açı yapacak şekilde pozisyon alınız.
Gerektiği kadar güç ile göğüs kafesini 4-5 cm. çöktürecek şekilde
ve belli bir ritm ile 30 kez göğüs basısını uygulayınız.
Ardı ardına 2 soluk 30 kalp masajı uygulamasına (tıbbi yardım
sağlanıncaya kadar ya da hasta/yaralı yaşam belirtileri
gösterinceye kadar) devam ediniz.
Soluk vermek istemiyorsanız, dakikada en az 100 bası olacak
şekilde kalp masajı yapınız.
Gerekli olmadığı sürece göğüs basılarını kesmeyiniz.
KANAMALARDA İLK YARDIM

Vücuttaki kanın l/5’i kaybedilirse ve kan nakli yapılamaz ise,
hasta/yaralı da ölümcül şok gelişebilir. Bu nedenle kanamalar
derhal durdurulmalıdır. Fışkırır biçimde akan açık kırmızı
renkli kanama çok tehlikelidir.
* Kol, bacak veya başta olan kanamalarda, o organda kırık
şüphesi yoksa, bu bölgeyi kalp seviyesinden yukarı olacak şekilde
kaldırınız ve hareketsiz tutunuz.
* Kanayan yerin üzerine parmağınız (yara genişse parmaklarınız)
ile doğrudan baskı uygulayınız.
* Yaranın üzerini varsa steril bir gazlı bez, yoksa temiz bir
bezle olabildiğince çabuk kapatınız. Onun üzerine elle baskı
yapınız. Sonra varsa sargı bezini hafifçe gererek bez üzerinden
baskı yapacak şekilde sarınız.
* Kanayan bölgenin en yakınındaki atardamar üzerine baskı
yaparak kanamayı durdurunuz.
YARALANMALARDA İLK YARDIM

* Yara üzerindeki giysileri keserek
veya yırtarak çıkarınız.
* Kirli yaraları ve ısırıkları bol su ve
sabunla yıkayınız.
* Hasta/yaralının yaşamsal bulgularını
değerlendiriniz.
* Kanama varsa, durdurunuz.
* Yaranın derinliğini anlamak için asla
karıştırmayınız. Yara içindeki yabancı
cisimleri çıkarmayınız.
* Yarayı steril bir gazlı bezle el değmeden,
yoksa mikropsuz temiz bir bezle
kapatınız ve sargı bezi ile sarınız.
* Yaralı kısmın üzerine beze veya havluya sarılı buz uygulaması
yapınız.
* Yara temizliğinde pamuk gibi yara içinde kalabilecek malzemeler
kullanmayınız.
* Yara üzerine kesinlikle tentürdiyot, antiseptik sıvı ve herhangi
bir ilaç sürmeyiniz.
ŞOKTA İLK YARDIM

* Dokuların ihtiyacı olan oksijenin sağlanabilmesi için bulunduğu
yeri havalandırınız.
* Şok nedenlerine göre gerekli önlemleri alınız ve müdahaleleri
yapınız.
* Hasta/yaralıyı sırt üstü yatırınız. Ayaklarının altını destekleyiniz
ve bacaklarını 30 cm. kaldırarak şok pozisyonu veriniz.
* Hasta/yaralı soluk almakta güçlük çekiyorsa, baş ve göğüs
kısmını hafifçe yükseltiniz.
* Hasta/yaralının üşümesini önlemek için üzerini bir battaniye
gibi bir örtü ile sarınız. Ancak terletmeyiniz.
* Büyük yanıklar, aşırı ishal, aşırı kusma, çok fazla idrar çıkarma
gibi aşırı sıvı kaybına bağlı şok durumlarında hasta/yaralının
bilinci yerinde ise, göğüs ve karın yaralanması yoksa,
ağızdan bol sıvı veriniz. Aksi halde ağızdan yiyecek ve içecek
vermeyiniz.
* Hasta/yaralıda bilinç kaybı ya da bilinç kaybına doğru giden
bir durum bulunuyorsa, güvenli yan yatış pozisyonuna
getiriniz, sık aralıklarla yaşamsal bulgularını değerlendiriniz
ve gerekli müdahaleleri yapınız. Bir sağlık kuruluşuna ulaştı-
rılmasını sağlayınız.
BİLİNÇ (ŞUUR) KAYBINDA İLK YARDIM
* Herhangi bir şey içirmeye çalışmayınız.
* En yakın sürede 112 Acil Servisi arayınız

İNSAN VE KALEM BLOGUMUZ