OKUNASI YAZILAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
OKUNASI YAZILAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Şubat 2021 Çarşamba

Pozitif Bir Hayata Doğru Küçük Adımlar💚💚


Çoğumuzun evde vakit geçirdiği, alışkanlıklarımızın değiştiği bu bir yılda bazen olumlu hissetmek de motivasyon bulmak da zor oluyor. Kendimizi yormadan ama küçük adımlar atarak, olumsuz düşüncelerin etkisini azaltabilir, hayat kalitemizi, çevre ve ilişkilerimizi düzenleyebiliriz. 

“Düşüncelerin neyse hayatın da odur. Hayatın gidişini değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir” diyor William Shakespeare. Pandeminin hayat alışkanlıklarımızı değiştirdiği, pozitif kararlar almamızı güçleştirdiği bir dönemden geçiyoruz. Peki, bunu değiştirmek elimizde olabilir mi?

Bazen küçük olumsuzluklar bile motivasyon kaybına neden olabiliyor. Yeni kararlar almak ama o kararlara yeterince uyamamak gibi. Bunları düşünmek, başarısız hissetmek, yeni şeyler deneme konusunda giderek daha çekingen olmamıza neden oluyor. “Olumlu düşünmeye başlayalım” demek klişe gibi gelse de bakış açısını değiştirmeye yarayan bir iki ufak alışkanlık değişikliğiyle daha pozitif olmanız mümkün. Çünkü pozitif olmak da öğrenilebilen bir şey. 

Olumsuz neden bulmayı bırakın

Bazen insan yaşadıkları karşısında sorgulamaya girerek kendini sürekli “Neden” sorusunu sorarken bulabiliyor. Elbette neyin nasıl olduğunu öğrenmek, sorunu tespit edip ona göre önlem almak önemli. Ancak bu soruyu sürekli sormak da bir süre sonra başka sorular sormanıza engel oluyor. Sorunun ne olduğunu çözdükten sonra “Neden” demeyi bırakın. Sizi bir sonraki adıma taşıyacak soruları bulun. “Neden tembel oldum”, “neden hata yaptım” demek yerine, “Bu hatadan ne öğrendim”, “Nasıl daha verimli olabilirim” demek, sizi bir sonraki adıma taşır. Sakinleşmeyi ve “Önümüze bakalım” demeyi başarmak için kendinize bir süre tanıyın ve o sürenin bitiminde yaşadığınız olayı “Neden” diye sorgulamayı bırakın.


Pozitif insanlara öncelik verin

İnsan elbette hayatındaki herkesi seçemez ancak sizi negatif etkileyen insanlarla ilişkilerinizi sınırlayın. Önce kendinize “Çevremde beni olumsuz etkileyen insanlar var mı?” diye sorun. Onların moralini düzeltmek için harcadığınız enerji kendinize ayırdığınız zamanın da azalmasına neden oluyor. Bu insanlarla tamamen görüşmeyi bırakmanız gerekmez ancak geçirdiğiniz zamanı kısıtladığınızda bile üzerinizdeki olumsuzluk hissinin azaldığını göreceksiniz. 

Küçük hedefler koyun

Bir süre sonra sizi yoracak, hevesinizi kıracak büyük hedefler yerine küçük hedeflerle ilerleyenlerin daha hızlı yol aldığını araştırmalar ortaya koyuyor. Büyük hedefler uzun vadede motivasyonu azalttığı için zararlı. Hızlı gitmek yerine yavaş yavaş ilerlemeye alışın. Böylece hedefinize ulaşamadığınızda yaşadığınız hayal kırıklığının da azalmasını sağlarsınız. Mesela her gün 7 bin adım atma hedefiniz varsa, bunu bazı günler ev egzersizleriyle değiştirin. Bu egzersizleri de basit tutun. Böylece bazı günler yürümek, bazı günler evde egzersiz yapmak sizin düzenli egzersiz halinde olmanızı sağladığı gibi, motivasyonunuzu da korumanıza yardımcı olur. Bir süre sonra sizi yoracak, hevesinizi kıracak büyük hedefler yerine küçük hedeflerle ilerleyenlerin daha hızlı yol aldığını araştırmalar ortaya koyuyor. Tavşanla kaplumbağa hikayesini unutmayın. 


Bir şey yapamıyorsanız, yapmayın 

Bazen insan önünde bir sorun olmasa da motivasyon bulmakta zorlanabilir. Bu durumda içinizden bir şey yapmak gelmiyorsa, kendinizi rahat bırakın. Sürekli “Yapamıyorum” demek yerine, “Yapmıyorum, biraz dinleneceğim” deyin. O sürenin sonunda elinizdeki işi bitirmek için kendinize yarım saat süre verin. Yarım saatte daha verimli çalıştığınızı göreceksiniz. Pek çok bilim insanı ve araştırmacı 5 dakika mola, 25 dakika iş mantığına dayanan Pomedo metoduyla çalışıyor. Çalışırken bir taraftan başka şeylerle ilgilenmek yerine, önce başka şeylere olan ilginizi tatmin edip sonra sadece çalışmaya konsantre olmak, sizi “Yapamıyorum” hissinden koruyacaktır. 

Küçük iyilikleri çoğaltın

Arkadaşlara hediye edilecek bir tepsi kurabiye, annesi çalışan bir çocuğa yarım gün bakma, derdi olan bir arkadaşınızı dinleme, bir yemek masası etrafında toplanmak. Basit sandığımız şeyler hem bize hem başkalarına pozitif hisler katıyor. Bu hislerin çoğalması sevgi bağlarının güçlenmesi, çevrenize değer verdiğinizi göstermesi ve ilişkilerin daha sorunsuz ilerlemesi için önemli. Ara ara gülümseniz gerektiğini de unutmayın. Bazen sadece gülümsemek olumlu hisleri de beraberinde getiriyor. 

Kendinize iyi bakın

Nasıl sevdiğiniz insanlara özen ve şefkat gösteriyorsunuz, kendinize de gösterin. Gergin olduğunuz günlerde hoşunuza gidecek şeyleri arttırın. İyi uyumak için dinlendirici bir müzik açın, beslenmenizi ihmal etmeyin. Unutmayın ki düzenli beslenmiş, iyi dinlenmiş bir vücut hayata olumlu bakmakta daha az zorlanır. Ara sıra arkadaşınızla konuşur gibi kendinizle konuşun. “Bugün çok güzel işler yaptın”, “bugün çok yoruldun, biraz dinlenmen gerekiyor” gibi motivasyon cümleleri kullanın. Ruh sağlığı danışmanı Erin Parisi “Kendimiz için bir başkasına olacağımızdan genellikle daha yakınız, bu yüzden kendinizle en iyi arkadaşınız gibi konuşun” diyor.


Gün rutinleri oluşturun

Kendinize güne başlama rutinleri oluşturun. Sabahları nasıl geçirdiğiniz gününüzü de etkileyecektir. Sabah erken kalkıyorsanız, iki dakika pencereyi açarak derin derin nefes alın. Bir bardak su için. Elinize hemen cep telefonu almayın ya da televizyonu açmayın. Vücudunuzun yeni güne alışmasını ve sağlıklı başlamasını sağlayacak alışkanlıklar edinin.  




Kötü bir alışkanlığı yenisiyle değiştirin

Her gün cep telefonunda oyun oynamadan uyuyamıyor musunuz? Bu alışkanlığınızı iyi bir alışkanlıkla değiştirin. Mesela geceleri uyurken podcast ya müzik dinlemeye alışın. Oyunu gün içinde oynayabileceğiniz bir başka saate çekin. Abur cubur seviyorsanız, bunu her gün akşamları yapmak yerine haftada ya da 15 günde bir sevdiklerinizle “Abur Cubur Akşamı” düzenleyin. Hem sağlıksız beslenmenizi kısıtlayın, hem ondan aldığınız zevki daha özel hale getirecek bir organizasyona çevirin. 

Kelimelerinizi özenli seçin 

Sürekli olumlu kelimeler kullanmak yaşadıklarınız da olumsuz hale getirir. Başkalarının sizi algılama biçimi de buna göre şekillenir. Uzmanlar “Stresi azaltmanın en büyük yollarından biri sözler” diyor. O yüzden kelimelerinizi seçerken dikkatli olun, “Bugün çok stresli ve meşgulüm” demek yerine, “Bugün çözmem gereken işler biraz daha fazla” deyin. Bu hem durumu normalleştirmenizi, hem de gözünüzde büyütmemenizi sağlar. 


Pozitif Bir Hayata Doğru Küçük Adımlar | Her Yaşta (heryasta.org)

30 Nisan 2020 Perşembe

Bir profesörün mezun edeceği bilgisayar mühendisliği öğrencilerine verdiği son ders:
Bilgisayar Mühendisi Arkadaşlar, İnşallah iyi bir donanımcı veya iyi bir yazılımcı veya iyi bir networkçü veya iyi bir sistem yöneticisi olacaksınız. Yalnız şu önemli meseleleri aklınızdan çıkarmayın;
Bu kainatın öyle bir donanımcısı vardır ki, yer yüzünü create etmiş, güneşi bir power source, ayı bir system clock yapmış. O power source’dur ki kesintiye uğramaz ve o system clocktur ki şaşmaz ve şaşırmaz, o donanımcının ilminin ve sanatının nihayetsizliğini gösterir.
Bu zât aynı zamanda öyle yüce bir programcıdır ki, şu muazzam dünya üzerinde çalışacak şekilde koca hayat programını yazmış, yüzbinlerce yıldan fazladır, error verdirmeden, crash ettirmeden çalıştırıyor.
Eğer onun ne kadar iyi bir programcı olduğunu da anlamak istersen, önce kendine bak. Gözünle göremediğin küçücük bir hücrene bütün kodunu save etmiş ve yine o küçücük hücrende execute ettiriyor. Mademki DNA‘nın bir program olduğu apaçıktır ve bir program programcısız olamaz demek ki, senin programcılığın ancak o büyük zâtın programcılığına ancak bir ayna hükmündedir.
 
Yine senin bütün hücrelerinden oluşturduğu network‘ün içinde hadsiz protokollerle o hücreleri konuşturduğu gibi, mademki senin de diğer insanlarla türlü dillerde ve protokollerde konuşabilmen için gerekli donanımı yanına vermiştir, öylece de gördürüyor, konuşturuyor ve dinletiyor. Ve mademki sen etrafındaki bütün cisimlerden haber alasın diye ışıkses gibi türlü mediayı hazırlamış kullandırıyor ve sen bunları keşfeder, kullanır fakat upgrade edemezsin, o halde öyle büyük bir network uzmanı zât vardır ki senin her türlü ihtiyacını bilir, ona göre teçhizatını verir. Senin networkçülüğün ancak onun, sonsuz ilminden sana verdiği bir küçük parça ve bir büyük nimettir.
Arkadaş, aldanma! Şu güzel dünya hayatı programı bir limited trial version’dur, görüyorsun ki elde ettiğin malı mülkü hiç bir surette save edemiyorsun. Öyle ise, bu kâinat yazılımını yazanı tanı. Hem hiç mümkün müdür ki bir programcı bu kadar güzel bir program yapsın ve yaptığı programda about kesimi koyup kendini tanıttırmasın. Öyle ise bu kainatın en büyük donanımcısı, programcısı, networkçüsü ve sistem yöneticisi olan zâtın her yere işlediği about kesimlerini gör, öğren, full versiyonunu kazanmak için çalış.
Unutma ki hiç bir hareketin atlanmadan çok dikkatli loglar tutuluyor. Bu loglar her şeye gücü yeten o sistem yöneticisi tarafından open edilip check edilecektir. Aman ha dikkat!…

Hayatakarken, görmez misiniz ki, hissetmez misiniz ki muhteşem bir uyum içinde süre giden bir düzen var. Bu düzeni sağlayan Yaratanı hiç düşünmez misiniz? Bilimin ışığında keşfettikçe bu düzeni hayran olmaz mısınız? Siz hala her şeyin rastlantı ve kaos içinde oluştuğunu mu sanırsınız? Siz farkında olmasanız da, Yaradan sizin farkınızda!…

2 Eylül 2019 Pazartesi

Önemli bir sefer hazırlığı yapılıyordu. Peygamberimiz herkesten yapabileceği yardımı en üst sınırda yapmasını istedi. Hz. Ömer bu isteğe uyarak büyük miktarda bir yardımla Hz. Peygamberin huzuruna çıktı. Hz. Peygamber sordu:

– Ya Ömer, malının ne kadarını yardım olarak getirdin?
Hz. Ömer cevap verdi:
– Tam yarısını getirdim ya Resulallah, size getirdiğim kadar da geride var.
Biraz sonra Hz. Ebû Bekir geldi. O da büyük bir yardımda bulundu. Hz. Peygamber ona da sordu:
– Malının ne kadarını getirdin? Cevap verdi:
– Tamamını getirdim ya Resulallah, evimde Allah ve Resulünün sevgisinden başka bir şey bırakmadım.
Bunun üzerine Allah’ın Resulü şöyle buyurdu:
– Allah yolunda fedakarlıkta Ebû Bekir’i kimse geçemeyecek.

21 Ağustos 2019 Çarşamba

22 Ocak 2019 Salı

Üç Şeyden Taviz Verme…

Oğlum hayatında üç şeyden taviz verme,
1. En iyi yemeği yemekten,
2. En konforlu yatakta uyumaktan,
3. En lüks evde oturmaktan..

Oğul, biz fakiriz, peki bunu nasıl gerçekleştireceğim? deyince Hekim şöyle cevapladı:
-Sadece acıktığında yemek yersen,
en iyi yemeği yemiş olursun
-Çok çalışıp yorgun bir vaziyette uyursan,
En konforlu yatakta yatmış olursun,
-insanlara iyi muamele edersen,
onlarında kalbinde yer edersin

7 Ağustos 2018 Salı

İNSAN NE İSTER Kİ HAYATTAN?
Soluğunu kesecek Bir nefes ister yanı başında
Gözlerinin deryasında boğulacak bir eş,
Ağlanacak bir omuz gözyaşlarını silecek sıcak bir el ister
Dar gündedostiyi günde arkadaş ister
Acı kahvesine yoldaş,derdine sırdaş ister
En çaresiz anında anne dizlerinde okşanılmak ister
Bir bayram sabahı namazdan dönen babanın ellerini öpmek ister
Yorgun halde evine dönerken tebessüm ile karışılanmak ister
Sıcak bir yuvada huzurlu bir tas çorba yudumlamak ister
Evlat kokusunu içine içine çekmek yetmez ki
Yaramazlıkları ile evi neşeye boğan çocuklar ister
Gidenlerin dönmesini kalanların kalmasını ister
Sabırla beklerken birilerini özlenilmek ister
konuşamayacak haldeyken anlaşılmak ister
duygularına klavuz olacak insanlar ister
kıskanılmak,sahiplenilmek,sevilmek ister
gönlüne tatlı bir sızı yüreğine dolacakbir sevgi ister
ve;
Sevginin sonsuzca yaşanacağı bir dünya ister

2 Ağustos 2018 Perşembe


Bir yaz günü plajda oturuyor kumlarla oynayan iki çocuğu seyrediyordum…
Her ikisi de deniz kıyısında kapılarıyla, kuleleriyle, tünelleriyle, kocaman bir kale yapmak için beraberce harıl harıl çalışıyorlardı…
Kale neredeyse tamamlanmışken büyük bir dalga gelip kaleyi bozdu…
Herşey bir anda ıslak bir kum yığınına dönüşmüştü…

Bütün uğraşlarının bir anda gözlerinin önünde yok olduğunu gören çocukların gözyaşlarına boğulmalarını bekliyordum…
Ama çocuklar beni şaşırttı…
Ağlamak yerine, ikisi de kalkıp el ele tutuştular ve gülerek kıyıdan biraz daha uzaklaşıp yeni bir kale yapmaya giriştiler…
Çocukların o anda bana önemli bir ders verdiklerini farkettim…
Hayatınızdaki herşey yapmak için üstünde çok zaman ve enerji sarfettiğimiz her karmaşık yapı aslında kumdan yapılmşlardır…
Sadece başka insanlarla kurduğumuz ilişkiler ayakta sağlam kalabilir…
Er ya da geç bir dalga gelip kurmak için yoğun çaba sarfettiğimiz çalışmaları anında yıkabilir…
Böyle bir durum karşısında, sadece yanında tutacak bir eli olan insan gülümseyebilir…
Rabi Harold Kushner

29 Temmuz 2018 Pazar

Bir Bilge Varmış
Ne sorsan cevap verirmiş.
Onu çekemeyen biri demiş ki:
Ona öyle bir soru soracağım ki kesinlikle bilemeyecek.
Ne soracaksın diye sordukların da ise ;
Elimde bir kelebek var diyeceğim ve soracağım; Ölü mü, diri mi diye..
Eğer diri derse elimi sıkıp öldüreceğim
Ölü derse de elimi açıp bırakacağım uçup gidecek..
Ve dediği gibi adam gidip bilgenin yanına sormuş;
Elimdeki kelebek ölü mü diri mi?
Bilgenin Cevabı ise Müthiştir;
O SENİN ELİNDE !
Unutmayın Bazı Şeyler İmkansız Gözükse de Bizim Elimizdedir…

14 Temmuz 2018 Cumartesi

ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?

Hayat akıp giderken aklınızdan geçen güzellikleri ve inandığınız ne varsa asla yarına bırakmayın…Ne yapmak istiyorsanız hemen şimdi yapın!
Çalışmak, çabalamak, üretmek, yarar sağlamak güzel ama sanki tüm yarınlar bizimmiş gibi, hayatın tüm güzelliklerini, sevinçlerini, mutluluklarını hep sona bırakıyor ve sanki yarınları hep erteliyoruz.
O zaman…


*Hayat sizin hayatınız ve asla ERTELEMEYİN!
*İçinizden nasıl geliyorsa öyle OLUN!
*Farkında olarak YAŞAYIN!
*Hayata kızıp YILMAYIN!
*İmkansız demeyin ve DENEYİN!
*Sevdiğiniz işi YAPIN!
*İşinizi seviyorsunuz ama iş ortamınızdan mı mutlu değilsiniz? O zaman konforunuzu bozun ve değişimi GÖZE ALIN!
*Sevdiğiniz ve mutlu olduğunuz insanlara VAKİT AYIRIN!
*Her ne olursa olsun DÜRÜSTLÜKTEN VAZGEÇMEYİN!
*HAYIR demeyi öğrenin!
*YARDIM edin!
*Sahip olduklarınıza ŞÜKREDİN!
*Ne olursa olsun İYİ İNSAN olmaktan vazgeçmeyin. Boşverin kötüler kazandıklarını sansınlar ve UMURSAMAYIN!
*Öğrenmenin yaşı yok UNUTMAYIN!
*İnanıyorsanız kendinize GÜVENİN!
Zaman sizin zamanınız hayat sizin hayatınız ve unutmayın zaman kimseyi beklemedi. Hayatı ertelemeden ne yapacaksanız şimdi hemen yapın!…

Çizgiyi Kısaltmak

Öğretmen sınıftaki zeki ama aynı zamanda kıskanç öğrenciye sordu:
“Niçin arkadaşlarını çekemiyor, onların yaptıklarını bozup kavga ediyorsun?”
Öğrenci:

“Çünkü, onların beni geçmelerini istemiyorum. En iyi ben olmalıyım!” dedi.
Öğretmen masasından kalkıp, eline bir parça tebeşir aldı ve tahtaya bir çizgi çekti. Öğrencinin yüzüne bakıp bu çizgiyi nasıl kısaltırsın diye sordu.
Hemen atılan öğrenci, “Çizginin bir parçasını silerim!” dedi. Öğretmen bu cevabı kabul etmedi.
Öğrenci biraz daha düşündü ve eliyle çizginin bir bölümünü kapattı. “İşte kısaldı!” dedi. Bu cevap da yanlıştı.
Doğru cevabı alamayacağını bilen öğretmen,tahtaya ilkinden daha uzun çizgi çekti ve “Şimdi birincisi nasıl görünüyor?” diye sordu.
“Daha kısa” dedi öğrenci ve başını eğdi.
“Bilgini ve yeteneklerini arttırarak kendi çizgini uzatman rakibinin çizgisini bölmeye çalışmandan daha iyidir” dedi öğretmen.
Kendinizle yarışın, başkalarıyla değil.

11 Temmuz 2018 Çarşamba

Epiktetos yirmi asır önce demiştir ki: “Kader önünde sonunda, şöyle veya böyle günahlarımızın bedelini önümüze koyar. Görünen ya da görünmeyen zaman içinde herkes günahlarının bedelini öder. 

Ektiğini biçer.

Bunu bilen adam kimseye kızmaz, gücenmez, kimseyi aşağılamaz, kimseyi itham etmez, kimseden nefret etmez, kimseye kin tutmaz. Bunu bilen adam karşılaştığı aksiliklere şaşmaz. Önüne çıkan maddî-manevî engellerin kendi günahlarından başka bir şey olmadığını bilir.”
Düşmanlarınızı düşünmek için ayıracağınız bir dakika bile düşmanlarınızdan daha değerlidir. Nefret ve intikam hissi size büyük zararlar verir.
Aristo şöyle diyor: “İdeal insan iyilik yapmaktan zevk alır. Kendisine iyilik yapılırsa mahcubiyet duyar. Çünkü iyilik yapmak üstünlük işareti, bir iyiliğe muhtaç duruma düşmek zaaf işaretidir.”
Karşılaşacağımız nankörlükten dolayı üzülmemek için hazırlıklı olalım. Karşılık beklemeden iyilik yapalım.
Mutluluk minnet beklemekte değil, minnet gösterilmesinden rahatsızlık duyulacak olgunluğa erişmektir.
Mutlu olmak için 8 Özel Armağan
1- Dinleme…
Ama gerçekten dinleyin. Kesmeden, hayal kurmadan, vereceğiniz cevabı düşünmeden… Can kulağıyla dinleyin.
2- Sevgi…
Kucaklamalar, öpücükler, sırt sıvazlamalar ve el tutmalar konusunda cömert olun. Bu ufak hareketler, aileniz ve dostlarınıza olan sevginizi daha açık göstermenizi sağlayabilir.
3- Kahkaha…
Fıkra anlatın, neşeli hikâyeleri paylaşın. Bu armağanınız “seninle birlikte gülmeyi seviyorum” anlamına gelir.
4- Yazılı bir not…
Basit bir “Yardımın için teşekkürler” notu, ya da belki bir şiir… Kısa, elle yazılmış bir not bazen ömür boyu hatırlanır.
5- İltifat…
Basit, içtenlikle söylenen bir söz (“Bu renk sana ne çok yakışmış”, “Harika bir is çıkardın”, “Yemek nefis olmuş” gibi) karşınızdakinin içini aydınlatır.
6- İyilik…
Her gün, rutininizi kırıp birisine hoş, nazik bir şey yapın.
7- Yalnızlık…
Bazen tek istediğimiz yalnız kalmaktır. Bu anlara duyarlı olun ve ihtiyacı olana yalnız kalma armağanını verin.
8- Neşeli bir yapı…
Birine tatlı bir söz söylemek gibisi yoktur. Selâm vermek veya teşekkür etmek o kadar zor mu?

9 Temmuz 2018 Pazartesi

Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve aramaya koyulmuş. Ne yaptıysa da mutluluğu yakalayamamış. Kimden yardım istesem diye düşünürken, uzak bir diyarda, zengin bir bilgeyi önermişler. Bu bilge aklı, bilgisi ve malı ile ün salmış zengin birisiymiş. Kim yardımına gelse sorularına cevap verip derdine derman bulmadan geri göndermezmiş.
Bu bilgeden yardım istemeye, mutluluğu nasıl yakalarım diye sormaya karar vermiş. Uzun bir yolculuktan sonra bilgeyi bulmuş, ancak kapısında derdine derman arayanlardan oluşan çok uzun bir kuyruk varmış. Bilgenin gerçekten sorusuna doğru cevap vereceğine inanmış, beklemeye başlamış.
Sonunda sıra ona da gelmiş ve bilgeye mutluluğu nasıl yakalarım diye sormuş. Bilge bu soruyu cevaplarsa sıradaki diğer insanların beklemekten sıkılacağını düşünmüş, adamlarından bir kaşık istemiş ve içine iki damla yağ damlatmış sonra demiş ki:
– Sarayımın her yerini gez ve sonra tekrar gel ama sarayımı gezerken yağı dökmeden bu kaşığı ağzında taşıyacaksın.
Adam sorusuna hemen cevap alamadığı için biraz şaşkın tamam demiş, sarayı gezmiş gelmiş bilge bakmış yağ hala kaşıkta, demiş ki:

– Aferin yağı dökmemişsin güzel, peki sarayımın güzelliklerini anlat bakalım, sarayımda neler gördün.
Adam yağı dökmeyeceğim diye uğraşmaktan pek dikkat edememiş, bir şey diyememiş. Sonra bilge:
– Olmadı, yağı dökmeden, kaşığı tekrar ağzında taşı, bu sefer sarayımdaki güzelliklere dikkat et, sonra tekrar gel.
Adam ne yapalım diyip tekrar kabul etmiş. Her yeri gezmiş, bu sefer sarayın güzelliklerinden çok etkilenmiş. Sonra ağzında kaşıkla gene bilgenin yanına gelmiş. Bilge sormuş:
– Sarayımın güzellikleri gördün mü, anlat bakalım.
Adam bu sefer hayran kaldığı güzellikleri anlatırken bilge onun sözünü kesmiş ve demiş ki:
– Güzel, peki ama yağ nerede?
Adam sarayı hayran hayran dolaşırken yağı tamamen unutmuş, utana sıkıla bilgeye demiş ki:
– Şey… yağı dökmüşüm.
Bilge bizimkine anlamlı bir bakış atmış ve demiş ki:
– Mutluluk hayatın bütün güzelliklerini yaşamak, tadını çıkarmak ve sorumluluklarına, kaşıktaki yağ gibi sahip çıkmaktır.
Adam mutluluğun sırrına ulaştığı için sevinmiş, bilgeye teşekkür etmiş ve bilgenin huzurundan ayrılmış.
Hayat akarkeniş yerinde başarılı olmak ama hayatın sadece işten ibaret olmadığını bilmek, sevdiklerinle gülüp oynamak vakit geçirmek ama geçim sorumluluğunu ihmal etmemek. Mutlu insan, daha nice güzellikler ve sorumluluklar içinde hayat cambazı olarak dengeyi bulandır.


Kaynak : Mutlu insan "hayat cambazı" olarak dengeyi bulandır! http://www.kendinigelistir.com/mutlu-insan-hayat-cambazi-olarak-dengeyi-bulandir/#ixzz5KmVBb7uO 

İNSAN VE KALEM BLOGUMUZ