SÖZÜN ÖZÜ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SÖZÜN ÖZÜ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Mayıs 2017 Pazar

Ben ona baktım, o bana baktı, simdi dört çocuğa bakıyoruz.
Arabanın önündeki çocuklar kazalara, arabanın arkasındaki kazalarda çocuklara neden olur.
Savaşma seviş, sevişirken zaten savaşıyorsun.
Düşen bir yaprak görürsen, beni hatırla sevgilim, biliyorsun seni ben sonbaharda sevmiştim.
Sen sen ol, kapı önünde aşk yapma! Aşkın gözü kordur ama komşununki asla!
Erkekler neden evlenemeyecekleri kadının peşinden koşarlar? Köpeklerin kullanamayacakları otomobillerin pesinden koşmaları gibi.
Aşkın mideme vurdu, beni ne yar paklar nede dost, beni paklayacak olan bir ayran iki de tost.
Hey garson! Bana kalbim kadar yanık döner, düşüncelerim kadar karışık bir salata, acılarım kadar koyu bir kahve getir.
Ruhum benim her gece gel bekliyorum seni o selvinin altında. Mezarcı mahmut.
Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok. Bülbülleri on bahçeye aldılar. Buraya marul ekecekler.

Aşkın bahardı bülbüller vardı da… Hangi salak kafesin kapsını açık bıraktı.
Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım. İnsan bi haber verir burada boşuna mı bekledik.
Aşk bir otomobil gibidir yedek parçaları sürekli değişir.
Aşk karsındakini bulunmaz hint kumaşı sanmanla sersemin teki olduğunu anlaman arasında gecen zamandır.
Erkekler belediye otobüsü gibidir. Birini kaçırırsan beş dakika sonra oburu gelir.
Aşkım seni seviyorum! Ama parayı daha çok… Lakin paranın ne önemi var, mühim olan miktarı!
Ona kalbimi verdim saklasın diye, salak buzdolabına koymuş bozulmasın diye.
Sana sarılmayı o kadar çok seviyorum ki. Çünkü o sırada yüzüne bakmam gerekmiyor.
Sen likör gibi tatlı, tekila gibi çarpıcı, viski gibi asil, konyak gibi sıcak, şampanya gibi özel, şarap gibi tutkulu, malibu gibi egzotik, kokteyl gibi muhteşemsin.
Bir köpek ile bir erkek arasında ne fark vardır? Kopek sadece halıyı kirletip mahfeder, erkek ise tüm yaşamını mahveder.
Kalbimde yaşıyorsun ama kiranı vermiyorsun. Not: ev sahibi en kısa zamanda onunla evlenmezsen www.orjinalsozler.com seni kapı dışarı edecekmiş.
Deprem gibi girdin gönlüme, fay hattı çizdin beynime, enkazlar bıraktın kalbimde, artçılar hala devam etmekte.
Allah’ım! Kendim için bir şey istemiyorum, sadece anneme elma yanaklı, baldudaklı, sütun bacaklı bir gelin nasip eyle.
Bırakıp gittin beni. Seni unuttum sanma, zaman alışmayı öğretti belki ama unutmayı asla…
Karın olmak istiyorum karin, ey benim kardan adamım.
Dertleşmek istiyorsan 1 tuşla, birine sarılmak istiyorsan 2 tuşla, eğlenmek için 3 tuşla, hepsini istiyorsan benim numaramı tuşla.
Aşk bir deniz bense onun engin sularında dibe çokmuş bir keriz.
Sevgilim sensiz gözlerim hiç bir şeyi görmüyor. Seninle olunca da gözlerim senden başkasını görmüyor.

4 Kasım 2016 Cuma

LÂF
Lâfı uzatanlara ne yapmak lâzım diye Farabî'ye sormuşlar, şöyle demiş:
Uzun konuşanı kısa dinlemeli.

EDEPSİZ
Cenap Şehabettin’e:
* Su edepsize neden bir tokat vurmadın? Dediklerinde, şu cevabi vermiş:
* Eldivenim yoktu, iğrendim.

ELBİSE
İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi'nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardır. Davetten çıkınca bir gazeteci sorar: 
* Kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi?
Gandi, hiç aldırmadan cevap verir:
* Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi.

SIIR
Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirlerini incelemesi için Şekspir'e gönderdiğinde, ünlü yazarın cevabi su olur:
* Dostum, siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın...

SIPA
Köylü, yeni doğan bir sıpayı! Kucağına almış evine dönerken, iki ortaokul öğrencisi kendisine takılır ve:
* Hayrola amca, derler. Oğlunu nereye götürüyorsun böyle?
Adam, kendine yapılan bu terbiyesizliğe aldırmamış görünerek cevap verir:
* Gittiğiniz okula kaydını yaptıracağım.

VAPUR
Necip Fazıl Kısakürek vapurla Karaköy'e geçerken, yanına biri yaklaşıp:
* Üstat, diye sormuş. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik.
Necip Fazıl, okuduğu kitaptan basını kaldırmadan:
* Ne diye vapura bindin ki, cevabını vermiş. Yüzerek geçsene karşıya.


KULAK
Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü olan Galile'ye hasımlarından biri:
* Üstat, demiş: Kulaklarınız bir insan için biraz büyük değil mi?
Galile:
* doğru, demiş. Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama seninkiler de bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?

YAMA
İncili Çavuş, Osmanlı elçisi olarak Fransa Kralına gönderildiğin! De, elbiselerinin bazı yerlerinde yama varmış. Kral, bunları görünce dayanamayıp:
* Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mı? diye sorunca,
İncili Çavuş:
* 20 Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, cevabini vermiş. Beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek.


MEZAR
Amerikalı işadamı, Çinliyle alay ederek sormuş:
* Mezarlarınıza koyduğunuz pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek?
Çinli, başını kaldırmadan cevap vermiş:
* Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman.

TARİF
Ekrem Hakki Ayverdi, sık sık "nasılsınız?" diye soran bir arkadaşına:
* Uzun boylu, mavi gözlü, cevabini verirmiş.

NAPOLYON
Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon Bonapart'i bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
* Önce şurasını amaliydiniz, sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz, gibi fikirler yürütmeye başlayınca, Napolyon:! 
* Evet demiş, onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.

BAYTAR
Bir toplantıda, zamane gençlerinden biri güya M.Âkif'i küçük düşürmeye çalışıp:
* Affedersiniz, siz baytar mısınız? Demiş.
M. Âkif hiç istifini bozmada= su cevabi vermiş:
* Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?

YARIŞ
Bir ihtiyar, yaslandığı için kendini yormamasını ve istirahat etmesini isteyenlere su cevabi vermiş:
* Eğer bir yarışa katilmiş olsaydınız, hedefinize yaklaştığınızda yavaşlar mıydınız?

YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL, YA DA GÖRÜNME!   

14 Ekim 2016 Cuma

Hayatın bize çizdiği yol, özgürlük ve güzelliklerle dolu olabilir, ama biz bu yolu yitirdik. Hırs insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı. Hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin ve savaşların içine sürükledi. Hızımızı artırdık, ama bunun tutsağı olduk. Bolluk getiren makineleşme bizi yoksul kıldı. Edindiğimiz bilgiler bizi çıkarcı yaptı, zekamızı da katı ve acımasız. Çok düşünüyoruz, ama az hissediyoruz. Makineleşmeden çok insanlığa, zekadan çok iyilik ve anlayışa gereksinmemiz var. İnsancıl değerlerimizi koruyamazsak hayat korkunç olur, hep yitiririz.


Charlie Chaplin

Kendine güvendiğin için yalancı değilsin. Yalan dolan bilmediğin için yalan karşısında yenileceksin. Yalanın gücü doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır. Yalanın geleneği var, senin doğrunun her gün yeniden yaratılması gerek. Her gün bir şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek. Sen yenileceksin. Yenilmenin tadına varacaksın. Doğru yenilmeli. Yenilmeyen doğru yenmiş sayılmaz. Doğru yenile yenile öyle keskin bir hale gelmeli ki.. Yüz bin yıl su altında, yıkanmış, düzelmiş çakıltaşı gibi.


Yaşar Kemal  - Teneke  


     Zenginlik bize ne iyilik eder, ne kötülük. Her ikisi için de malzeme verir bize. Ondan daha güçlü olan ruhumuz dilediği gibi bu malzemeyi evirir çevirir ve kullanır; mutlu ya da mutsuz oluşunun tek nedeni ve sorumlusu kendisidir.
     Dış varlığımız tadını ve rengini iç varlığımızdan alır; nasıl ki giysilerimiz bizi kendi sıcaklığıyla değil bizim sıcaklığımızla ısıtırlarsa. Onları soğuk bir bedene giydirirseniz, soğukluğu korur ve besler. Kar ve buz öyle saklanır.
     Hiçbir şey kendiliğinden, ne o kadar üzücüdür ne de zor. Bizim gevşekliğimiz, güçsüzlümüzdür ona bu niteliği veren. Büyük ve yüksek şeyleri görebilmek için onlara göre bir ruhumuz olması gerekir; yoksa kendi çamurumuzu görürüz onlarda. Doğru bir kürek suda eğri görünür. Önemli olan bir şeyin görülmesi değildir yalnız, nasıl görüldüğü de önemlidir.

Montaigne / Denemeler

20 Kasım 2015 Cuma

Başkasının senin hakkında ne düşündüğü,
Senin kim olduğunu değiştirmez.
Kendin olup,
Dilediğin gibi yaşamaya devam et.
O yüzden;
Bazı insanlar gelince,
Bazı insanlar gidince güzel.
Kimse hayatınızdan gitmesin diye,
Uğraşmayın.
Çünkü;
Nasıl gitmek isteyen bir bahane buluyorsa,
Yanınızda olmak isteyen de;
Bunun bir yolunu mutlaka bulacaktır.  
Neale Donald Walsch

15 Ekim 2015 Perşembe

DİŞİ ASLAN 

Hayvanlar bir gün, 
" Kim daha çok çocuk doğurabilir ? " diye çekişmeye başlarlar. 
Hep birlikte dişi aslana gidip danışırlar. 

" Sen kaç çocuk doğurabiliyorsun ? " diye sorarlar aslana. 
" Bir " diye yanıtlar dişi aslan. 
" Fakat ben aslan doğururum. " 

DERSİMİZ; 
NİTELIK, NİCELİKTEN ÖNEMLİDİR. * 

İNSAN VE KALEM BLOGUMUZ