17 Ekim 2015 Cumartesi

Karagöz İle Hacivat


Karagöz’e Mısır’daki amcasından bir sandık altın miras kalır. Bunun üzerine Karagöz yakın arkadaşı Hacivat ile beraber bir ticaret gemisine binip Mısır’a giderler. Miras işlemlerini hallettikten sonra yine bir ticaret gemisine binip geri dönerler. Ama Marmara Denizi’nde kürekçilerin isyanı sırasında su alan gemiden yolcular kayıklara binerek kurtulurlar. Karagöz ile Hacivat altın dolu sandıkla Mudanya kıyılarına, bindikleri kayıkla ulaşırlar ama sahilde konuşmaya daldıklarından iskeleye iyi bağlamadıkları kayık dalgalara kapılır ve gözden kaybolur. Daha sonra bir at arabasına binerler ve Bursa’daki evlerine dönerler. Bırak bir sandık altını ceplerindeki para da bitmiştir. İş bulup çalışarak para kazanmaları gereklidir ama nasıl bir iş? Onlar aralarında bu konuyu konuşurken tatlı bir sohbete dalarlar. Giderek sohbet koyulaşır, şakalaşmalar artar. 

Karagöz: “ Sence nasıl bir iş tutayım Hacivat. Ama tutacağım iş de az emek harcayıp çok para kazanayım. “ 

Hacivat: “ Öyle iş olmaz Karagözüm. Ne demek az emek çok yemek. Az emek az yemek. “ 

Karagöz: “ Sen de amma yaptın be Hacıcavcav. Bana az yemek vere vere açlığa mı alıştıracaksın. Biraz insaflı olsan da tabağımı dolmayla doldursan. Pek severim dolmanın yanına köfteyi, ondan sonra pilavı ve şamtatlıyı. “

Hacivat: “ Bu kadar yeter mi Karagözüm? İstersen nohuttan, musakkadan, makarnadan ve cacıktan da alsan.”

Karagöz: “ Onları sen ye Hacıcavcav. Benim istediklerimden ikişer porsiyon olsaydı, o yemeklerden birazı sabaha kalsaydı, ne güzel olurdu. “ 

Hacivat: Tamam Karagözüm, bu istediklerin olur olmasına da, çok çalışırsan, çok kazanırsan, bu yemeklerden yersin. “ 

Karagöz: Ahh. Ah. Keşke kayığı iyi bağlasaydık ve altınlar kaybolmasaydı. Altınları bozdurur bozdurur harcar, yer içerdik. Keyifli bir hayat sürerdik. 

2 yorum:

  1. KARAGÖZ İLE HACİVAT: BUZAĞI
    Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşırlar. Karşılıklı selamlaşmadan sonra iş arayan Karagöz'ün moralinin bozuk olduğunu gören Hacivat, ona derdini unutturmak için, bilmece sormaya karar verir: " Karagözüm, sana bir bilmece sorayım da cevabını ver. Öküz altında ne arıyor derler?
    Karagöz: " Tavşan arıyor derler. "
    Hacivat: " Olmaz, tavşanın öküzle ilgisi yok. "
    Karagöz: " Tilki arıyor derler. "
    Hacivat: " Tilkinin öküzle hiç ilgisi yok. "
    Karagöz: " Kurt arıyor derler. "
    Hacivat: " Kurt öküz altında aranmaz. Öküz bunu babası, inek bunun annesi. "
    Karagöz: " Koyun bunun amcası, keçi bunun dayısı. "
    Hacivat: " Hani o şey büyür dana olur, tosun olur. "
    Karagöz: " Dana olur, tosun olur. "
    Hacivat: " Tamam, dana dedin, dananın küçüğü. "
    Karagöz: " Küçük dana . "
    Hacivat: " Hah, küçük danaya ne derler? "
    Karagöz: " Dana küçük. "
    Hacivat: " Karagözüm, galiba bilemeyeceksin. "
    Karagöz: " Ben bilemezsem sen bil. "
    Hacivat: " Buzağı arıyor derler. "
    Karagöz: " Hı? "
    Hacivat: " Öküz altında buzağı arıyor derler. "
    Karagöz: " Ben onun öyle olduğunu biliyordum ama aklıma gelmedi. Sorunun cevabı buzağı. Bildim mi? "
    Hacivat: " Bildin Karagözüm, bildin. "
    Karagöz: " Bilemesem şaşardım. Bu soru kolaydı. Zor sorsan onları da bilirim. "
    Karagöz' ün güldüğünü, neşelendiğini gören Hacivat sevinir. Karagöz'ü de sevindirmek ister ve ona pazar yerinde hamallık bulur. Günün geri kalan kısmında sandıkla portakal, limon taşıyan Karagöz akşamüstü kazandığı iki akçeyle evinin yolunu tutar.

    YanıtlaSil

  2. KARAGÖZ İLE HACİVAT: TURŞU
    Hacivat: " Hanım turşu kurduydu. Turşular bir olmuş. "
    Karagöz: " Hanım tarla kurduydu. Kuş mu olmuş? "
    Hacivat: " Canım Karagözüm. Ne kurdu, ne kuşu? "
    Karagöz: " Kurt Bozkurt, kuş Zümrüdü Anka Kuşu. "
    Hacivat: " Hanım turşu kurduydu. Turşular olmuş dedim. "
    Karagöz: " Hani masalda Bozkurtlar Zümrüdü Anka Kuşu'nu tepelemiş. "
    Hacivat: " Eee. "
    Karagöz: " Ben de seni tepelerim. "
    Karagöz Hacivat'ın üstüne yürür.
    Hacivat: " Dur Karagözüm, ben ne yaptım? "
    Karagöz: " Daha ne yapacaksın? Tepeme çık öt bari. "
    Hacivat: " Tepene çıkıp öteyim mi? Ne gibi ötmemi istersin? "
    Karagöz: " İster horoz gibi öt, ister bülbül gibi öt. "
    Hacivat: " Eşek gibi öteyim mi? "
    Karagöz: " Eşek ötmez anırır. İstersen anırabilirsin. "
    Hacivat: " Ben anıramam ama sen iyi anırırsın. "
    Hacivat tarafından eşek yerine konmak Karagöz'ü çileden çıkarır. Hacivat'ın üstüne hamle yapar. Hacivat geri dönüp kaçmaya başlar. Karagöz Hacivat'ı evinin önüne kadar kovalar. Hacivat evine girer ve kapıyı sürgüler. Kapının önünde bağırıp çağıran Karagöz'e pencereye çıkan Hacivat'ın hanımı söylenir:
    " Aaa yeter be! Git kendi evinin önünde bağır. "
    Hacivat'ın hanımının sözleri karşısında Karagöz sessizce oradan uzaklaşır. On gün ne Hacivat'ı arar ne de onun evinin önünden geçer. İki ayrılmaz dost sonradan barışırlar.


    YanıtlaSil